15 Aralık 2010 Çarşamba

Yazıyorum da Noluyo-77


*Karşınızda bir yaşını daha başarıylan bitirmiş bir adet ayisbörüg mevcut.

*Şu hayatta bir aile, eş, dost ortamında sürekli mesaj çeken insanlar yüzünden resmen pasif içici durumuna düşüyor biz mesajlaşmayan insanlar. Onlardan daha çok radyasyona maruz kalıyor bu bedenler. Resmen benim beyni sıksan, şu pasif içicilerin ciğerlerini sıkınca çıkan kadran kadar benden de radyasyon çıkar vallaha. Bunun önüne geçmeli bence hökümet bir an önce, kapalı alanlarda mesajlaşmak yasaklanmalı, cep telefonuna özendiren telefon mesajlaşmalı sahneler filmlerde mozaiklenmeli falan. Yapılmalı yane.

*Bir sohbet sırasında söylenen ''Çok konuşan az bilir'' sözünün akabinden gelen sessizlik kadar yapmacık bir sessizlik yoktur ahali. Hemen zeki bireyler oran orantı yöntemiylen ''az konuşan da çok bilir'' kanısına varıyor ve susuyor. İnsanları susturmak için züpper bi fikir.

*Canım birden züppe demek istedi nedense.

*Kadir Topbaş Ugg başkanı mı bir şey olmuş sanırım. İstanbulun her tarafında afişleri var; ''bu başarı İstanbul'un'' diye. Hayırlı olsun ne diyelim.

*Buradan reklam suloganı ''bilen bilir'' olan firmaya seslenmek istiyorum. Sana diyorum, yüzünü kaçırma lan firma; ulan gerüzakalı reklamın amacı bilmeyenlere kendini tanıtmaktır. Bilen bilir olum bizi diye hava atcem diye zıçmuşsun be firmacım. Sert başladığım yazıyı, birden acıyarak bitirdim nedensizce.

*Yalnızlık; telefonunun sesini açık unuttuğunda kimsenin seni aramayıp, dersi o güzel telefon melodinle bölememektir. İşte budur yalnızlık.

*Günlerden bir gün bir pizza şirketini arayıp elektrikli testere siparişi verecektim. Şaka  şaka, pizza siparişi verecektim. Pizzaların hepisi amerikan şehir isimlerinden oluşan listeden söylenimi en kolay olan pizzayi sipariş etmek içün sarıldım telefona. Tüm purovalarımın ardından adeta bir amerikan edasıylan ''bana bir adet büyük boy bastın pizza yollayabilir misiniz?'' dedim. Adam demez mi, ''büyük boy boston pizza siparişiniz alınmıştır efendim''.

*Günlerden bir gün metrobasta yine umutsuz bir kesişme eylemi içerisindeyim. Kızın oturduğu yerde ayakta dikilim eylemindeyim.Kız da kız ama he. Ne güzel kızdı be.İlik gibi he. Off be. Öhöm. Neyse işte. Tam o sırada kulaklığımda çalan cartel- posse attack şarkısını dinliyorum.Şarkı da eski bir rap şarkısı ve içinde anadoludan ezgiler serpiştirmişler. Ama sert bi parça. Neyse.  Bu esnada telefonumun çalması neticesinde kulaklıklarımı çıkartıp elime aldım. Konuşmayı bitirdiğim anda kulaklığımdan gelen ve tüm otobüste yankılanan davul-zurna sesiyle kızın yüzüne bakmam ve otobüsün inicek düğmesine basmam arasında yaklaşık 5 milisaniye gibi kısa bir süre oluştu.

*Nerede çantası olmaya bir kız görsem, sanki o kızın kolu bacağı yok bir kızmış gibi geliyor bana. Çantasız kız, eksik kızdır bence.

* Havalar da soğudu he.

*Yazacak bir şey bulamayınca havalardan bashedem dedim, belki muhabbet açılır diyerekten.

*1 sene boyunca feyisbuk aracılığıylan doğma gününü kutladıklarımın listesini tuttum. Ve geçen gün doğma günümü feyisbuk aracılığıylan kutlayanlarla karşılaştırıyorum.  Böylece doğma günümü kutlamayanları tespit edip, onların doğma günlerini kutlamayacağım. Prensipli adamımdır, doğma günümü kutlamayacak birinin neden doğma gününü kutlayam. Ayrıca bana hediye almayacak bir kişiye de asla hediye almam. Ölü yatırım.

*Düşünüyorum, öyileyse yarım ekmek arası kaşar  salam alayım ben. Yanına da gazoz açarsan abi.

*Havalar baya soğudu ama de mi ?

*O zaman dı end.

7 Aralık 2010 Salı

Yazıyorum da Noluyo-76


*Karşınızda uzunca süreden sonra yine ben. Yine ben. Ben işte. Ne öyle bakıyorsunuz suratıma, hepiniz mi unuttunuz lan beni ?

*Haftada hergün Acun Ilıcalı var tivide.Başbakanı bile daha az görüyorum yeminlen. Acun Ilıcalı bir parti kursa ve ''daha çok yarışma programı'' vaad etse, bir 10-15 sene tek başına iktidar olur benden demesi.

*Sıkıcı iett otobüs yolculuklarımdan birinde sıkıntılı yolculuğumu neşeli ve  eğlenceli bir hale getirmek için bir aktivite ararken, benim gibi bir aktivite arayışındaki yanımdaki amcanın aklına telefon rehberindeki isimleri silme fikri gelmişti. Sıkıcı yolculuklarda süper bir çözümdür. Bir de gelen kutusundaki mesajlardan kıytırıkları silip, ileride hiçbir işe yaramayacak olmasına rağmen fiyakalı mesajları saklama işi de var. Ama konu bu değildi ki yav. Konu neydi cidden yav. Bekleyin iki dakka da yazının başını okuyum da konuyu hatırlayıyım. He işte, ben de dedim bari yanımdaki amcanın bu aktivitesine yancı olayım, dikizleyem onu. Tam m harfine geldiğinde rehberinde kayıtlı olan ''mezarcı'' ismini görmemlen, koltuklan fırlayıp inecek düğmesine basmam arasında yaklaşık 10 milisaniye gibi bir süre oluştu.

*Şu yeriyüzeyinde güzel insanlarlan, tipsüz insanlar evlense ve onlardan ortalama güzellikte bireyler dünyaya gelse hayat daha yaşanır hale gelmez mi ? Yok  canım, kendim tipsüzüm, naapsam da güzel bir  manita düşeremeyeceğim diye sunmadım bu fikri, tamamen insanlık adına.

*Bir de çirkin kızların güzel sesli olması yasaklanmalı acilen. Otobüste olsun, yolda olsun arkandan güzel sesli bir ses duyuyorsun. Binbir türlü uğraş çaba arkaya bakmak için. Ama sonuç ne ? Çirkin kız. Hayır çirkin kıza karşı değilim. Ama güzel sesli çirkin kıza isyanım var.

*Bu dünyadaki en felaket olay, şirinlik ettiğin bebeğin zırlamasıdır. Ya bu bebeklerin bana garezi var, ya da ben de bir garez var. Anlamadım gitti arkadaş.

*Şimdi uzaya gidip orada yaşamak teknolocinin geleceği son nokta olarak göstertiliyor. Ama düşünsene, aya gittin, oraya ev kurdun, ama internet ağı yok, doğalgaz hattı daha döşenmemiş, daha iski kurulmuş. Buradan 100 sene geride olacak orada yaşayanlar. Başlarım böyle uzay teknolocisine.

* Yav arkadaş, şu eksiyon(engilizce şivesiylen söyleyince daha bir havalı oluyo) filmlerinde zaman ayarlı bombalar tam 1 saniye kala imha edilmesin nolur arkadaş. Ne biliyim bi senarist de, yönetmen de, yapımcı da artık kim ilgileniyorsa filmlerdeki bomba imha saniyesi işiyle, bombayı 4-5 saniye kala imha ettirse film sektöründe yeni bir çığır açar yeminlen.

*Güneş açınca birden sucular, yağmur yağınca da şemsiyeci satıcıları çıkıyor ya, işte tam bu iki an arasında satılacak bir şey bulsam köşe olurum. Ama yaklaşık 4 yıl 8 ay 12 gündür düşünüyorum ama aklıma halan bir halt gelmedi.

*Çok basketbolu seven biriylen futbol konuşmak kadar sıkıcı bir şey yok yemin ilen. Hemen yorumları şu; beraberlik kalksın, uzaktan atılan şutlar 2 gol sayılsın. Ama ben de ''ofsyat koyun lan baskete de o zaman '' dediğim zaman susuyorsun.

*Yarpak dökümü isimli canımızdan çok sevdiğimiz güzel dizinin sonunu haydarpaşa'da çekmeyi planlıyorlarmış. Şimdi ora yandı diye, finali çekemicez haydin diziyi uzatak o zaman demesin yapımcılar. Demezler de mi lan ?

*Şu sıralar en böyük eğlencem; 0.feyisbuktan(bilmeyenler içün dip not: bu adres cepten girince beleş olup, fotoğrafları göstertmiyo) haliylen feyisbuka girip, rastgele birini seçip onun fotoğraflarını görmeden altına ''bu fotoğrafta çok güzel çıkmışsın'' yazıyorum. Şu ana kadar da o fotoğrafta çok güzel çıkmamamış birine rastlamadım. Ama bir gün taşı baltaya vuracaz.

*Dı end.