28 Ağustos 2010 Cumartesi

Yazıyorum da Noluyo-66


*Selam evribadi.
*En çok hangi şehre acırsın diye sorsalar bana, hiç düşünmem niv york derim. Ne kadar cenabet durum varsa hepisi onun başına geliyor şu holivut yapımlarında. Kıyamet kopsa ilk oradan kopuma başlar, sel gelse ilk oranın amuna kor, uzaylılar orayı basar. Gerçekten çok ama çok üzülüyorum bu bahtsız niv yorka. Bir şeyi 50 kere şey edersen olurmuş o. Yakında cidden çok kötü şeyler gelecek bu niv york’un başına benden demesi.



*Aslında bu devirde uzay bilimcisi, ışınlanma bilimcisi falan olacaksın he. Çalışır gibi yapıp paso yattıktan sonra, bizim teknolojimizle bu zor, bundan 200-300 yıl sonra olur anca bunlar diyeceksin. Kebap iş valla. Törkiş kebab hemi de.
*Has bir türk erkeği kaç yaşına gelirse gelsin, ne işle uğraşırsa uğraşsın, sperim ve döllenme lafına güler. Böyle acayip bir durum işte. Koskoca kimyagersin biyokimya dersinde sınıfın çoğu döllenmeye kıkır kıkır gülüyor efendim. Gözlemledim vallaha.
*Kalp hekimleri açıkladı; insan kalbine en zararlı olay,bir bireyin otobüs durağına giden yolu, otobüsün gidiş yönüne paralel olan insanların, o yolda yarım saatte bir geçen otobüsün durağa kendinden önce gideceğini görmesidir. Genç yaşta kalp kırizi riskini yüzde 70 oranında artırıyormuş bu olay.
*Ben şu yerinyüzeyinde en çok kendiyle aynı ad ve soyadı taşıyan çok ünlü biri olan az ünlüye acırım. Gugulda adını aratacak, çok ünlü olmuş muyum diye bakacak ama hep o çok ünlü olan adam çıkacak karşısına. Sadece bu mu ? Gugul görsellerde adını arattığından kendi fotosu anca 3. veya 4. sayfada çıkacak. Diğer sayfalar hep o aynı ad ve soyada sahip olduğu çok ünlü fotolarıyla dolu. Allah düşmanımın başına vermesin, yok yok versin lan. Hatta düşmanın da benle aynı ad ve soyadı taşısın ve benden az ünlü olsun.

*Hep arkadaş ortamında tabakta son bir parça bir şey kaldığında onu ”lağğn yesem mi şunu” diye düşünmeden yiyen insan özgüveninde olmak istemişimdir. Ama ben kendi içimde muhasebe edene kadar, hep bahsettiğim o özgüvene sahip adam o tabaktaki son şeyi löpletiyor vallaha.
*Şu yerinyüzeyinde kafamı en çok kurcalayan şey, aynı anlama gelmesine rağmen, hediyenin kız ismi , lakin amağanın ise erkek ismi olmasıdır. Gerçekten çok ama çok garip bi durum.
*Evde şınav, mekik ve buna bağlı çeşitli sistemleri uygulamaya koyan bir insanın ayna karşısına geçip kaslarında hiçbir değişim olmamasına rağmen, aha lan şişti vallaha diye kendini kandırdığı o andaki gözlerinin içindeki parlama, hiçbir şeyde yok gerçekten.
*Off anasını satayım, doktorum bana bu kadar uzun cümle kurmayı yasaklamıştı. Nefes nefese kaldım cümlenin sonunu getirene kadar.
*Şu listendeki herkese insaniyet namına şu meyili göndert olayı, kesin kız msni arayan bir abazan dostumuzun işidir. Meyili yolladığı kişi listesindeki herkese meyili geri yolladığı sırada, bu abazan arkadaşımız da o listede olduğundan o meyil kendisine geri gelmiş olacak. Ama bir artıylan; bir ton kız msni. Kârlı iş vallağa.
*Hatta bir ara msnim başı ays_ ile başlıyordu. Günde 5-10 msn eklenmesi bana. Biri selam aysun naber yazıyordu, biri selam ayse tanışakmı. Adamlar her ihtimali göz önünde bulunduruyorlar. Bu davranışları takdir edilesi gerçekten.
*Ekleyen isimlerse; yakuşuklı_delikanlı87, asi_çılgın_prens vs. Ben de hangi akıl sistemine hizmet kabul ediyorsam. O günden sonra rıza ile başlayan bir msn adresi aldım. Erkek olduğum belli olsun de mi ?
*Dı end.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Yazıyorum da Noluyo-65


*Naber gençler ?
*Bu yazı da geçmişten günümüze gelen bir yazı, o yüzden yine o günün şartlarını göz önüne alın, e mi ?
*Aslında düşündüm de rihanna ablanın come here rude boy diye geçen şarkı sözünü, sadece ben mi kamerun boy diye anlamışımdır diye. Ama benim suçum yok ki, ingilizcenin suçu kesinlikle bu.Come here rude boy ile camerun boy bu kadar benzemez ki birbirine.
*Geçen Jim Carrey(okunuşu cim kerii) abimizin 23 isimli filimini izledim. Adam sanki bunca yıldır komik filmlerde oynadım, ama bak bir birete, leanordo dikapriyoya, o kadar sene filimlerinde onca kız götürdüler, artık ben de bir iki nimetlensem şu sektörden diye düşünmüş olacak ki, yerli yersiz sevişiyordu birileriylen. Sankim yönetmenlen konuşmuş ‘Abi bu kadar yılı heba etmişim,kafamı çok daşlara vurdum, çıkartayım şunun acısını be abim” demiş gibi. Tabi ingilizce demiş bunları. Belki de o sahneler çok sanatsal eylemlerdi, hikayenin akıcılığı için önemli bir unsurdu da, ben anlamamış olabilirim.
*Aslında bir yönetmen dostun olacak, böyle yerli yersiz sahne yazacak sana. İyi iş he.




sevişme sahnesi olduğunu öğrenen cim kerinin mutluluğu

*Yok arkadaş ben kılavye dostumuz ilen bilgisayarda maç edemiyorum. Alışmışım joysitike. Maça başlıyorum sorun yok, sonra bir karambol, kaleciylen karşı karşıya, benim el ayak birbirine dolanıyor, a-s-d tuşlarında olması gereken parnaklarım, f-g-h 3lüsüne kaymış. Garip.
*Biz türkler olaraktan neden sabah banyo yapma alışkanlığımız yok, özellikle de erkeklerde ? Sabah kalkıyorsun banyoya giriyorsun, bütün şüpheçi gözler üstünde. Bütün aile meclisi bireylerinin sabah sabah ne banyosu, kesin gece bir işler çevirmiş bu bakışları üzerinde.
*Aynı şey arkadaş ortamı için de geçerli. Her banyo yapan erkek birey, az önce kesin osbir çekmiş bir bireydir. Yeni banyo yaptım lafından sonra insanlar sana ayrı bir gözlen bakıyor. Bu daha garip.
*Çok daha garibi bu gariplikleri yazdığım için beni tanıyıp bu yazıyı okuyan her ferd sanki bilmiyormuş gibi ”aaa bak osbir çekiyor bu çocuk” gözüyle bakacak bana. Bu çok daha garip demiş miydim yav?

*Şu koskoca gençliğimi hiçbir gençlik dizisi izlemeden heba ettim ya, ben işte buna yanarım.
*Gugul dayının ilk kelimeleri girdikten sonra onu tamamlaması az kalsın bir aileyi yok ediyordu. Se ile başlayan bir kelimeyi gugul dayıda aratan babama, gugulun o kelimeyi seks olarak tamamlaması ve babamın 23 yaşında ve hâlâ internette seks kelimesini aratan bir oğlu olduğunu sanması. Büyük bir aile dramı sayın seyirciler.
*Sanırım Mehmet Ali Bey ne zaman nakite sıkışsa çarkıfeleki sunmaya başlıyor. Arada bir harçılığını çıkarıyor, sonra o para bitince tekrar başlıyor. Çok acayip.
*Ben şu yerinyüzeyinde en çok benimle yaşadığı bir olayı, olayda benim olduğumu unutarak bana anlatan insandan tiksinirim. Tiksintime tiksinti katan kısımsa, olayı abartarak anlatması. Hekayeyi sonuna kadar dinler ve sonunda, kanka ben de oradaydım demeye ve o lavukun surat ifadesini görmeye bayılıyorum. Çok cizel.
*Hobilerim arasında evi arayan bir kişiye sorduğum ”kimi aramıştınız” sorusuna ”sen kimsin” diye cevap veren insana ”ben rıza” diye cevap vermek var. Şu ana kadar da rızayı arayan kimseye rastlamadım. Çok yalnız bu rıza çoook.
*Dünya kupası da bitti lan. Vuvuzelayı bile özleyeceğim sanırım ben. Şu an o hiçbir halta benzemeyen ilk maçları bile özlemeye başladım. Yok yok vuvuzelayı özlemeyeceğim. Ömer Üründül’ü özleyeceğim ama.
*Hollanda o golü yemeseydi, maç berabere biterdi. Futbol entresan.
*Dı end.

17 Ağustos 2010 Salı

Yazıyorum da Noluyo-64


*Uzun süre yazmayınca kaçta kaldığımı unuttum. Umarm 64 sıra numarası doğrudur. Az yazmamış olayım da, fazladan zarar gelmez. Hatta siz de unutmuşsunuzdur böyük ehtemal. Keşke Yazıyorum da noluyo-164 falan ataydım başlığı. Bu kadar mal mal size açıklama yapmaya devam edip hatamdan dönseydim güzel olacaktı. Ama safım işte.
*Bu andan itibaren okuyacaklarınız 1.5 ay öncesinin yazıtı. Bazı olayları o günün koşullarını göze alarak okuyun e mi ?
*He unutmadan, her cumanın ertesi yeni yazıtım sizlerlen olacak yine. Herşey eskisi gibi olacak.
*Liraya hâlâ inatla milyon diyen insan ve o insana ”oha o kadar pahallı mı lan ?” diye karşılık veren insan ikilisi, bu yerinyüzeyindeki en güzel ikililerinde ilk 10u zorlar bence. Ama bence tabi.
*Memleketinin futbol takımının formasını giyip, inatla bir de sırt numarasına memleketinin plaka numarasına yazan insan, hazır ol şimdi sana çatacağım. Off ya, o kadar uzun cümle kurdum ki, cümle sonuna gelene kadar tüm çatma hevesim kaçtı. Haydi gidebilirsin sen. Sonra bi’ ara çatarım sana.
*Odun ekmeği ismi ne acayip aslında. Odunlara layık bir ekmekmiş gibi. Sanki öyle bir havası var. Belki de Odun Ekmeği Yapanlar Birliği Odası(OEYBO) başkanı her odun ekmek satışında ”aha bir odun daha” diye bıyık altından pis pis gülüyor.

odun ekmeği satış ofisi
*Bir başına, kimsesiz bir gitar görünce insanda onun tellerine bir tıngırdatma dürtüsü oluyor istemsizce. Ne zaman bir gitar görsem, ikinci sahne onun tellerine dokunmuş halde buluyorum kendimi. Çok ilginç. Ben piskolog olsam bunu incelerdim.
*En kötü karar bile kararsızlıktan kötüdür lafı acaba kaç kişinin hayatını mahvetmiştir. Arada sonunu düşünmeden laf eden atalar da var işte, naparsın. Ne de olsa atalarımız, bir şey de diyemiyorsun.
*Ey okur, size çok gizli bir bilgi vereceğim şimdi. Çirkin şansı diye bir şey yoktur. Adam baştan çirkin doğarak kaybetmiş, ne şansından bahsediyorsunuz siz allaşkına ?
*Sanırım bu sıralar, ”Havada 9 oldu ama hâlâ kararmadı” diyen insanlar dolmuştur etrafınızı. Bırakın ellemeyin, tam mevsimidir onların. Onlar da öyle mutlu oluyor işte.
*Bir gün çok sessiz bir araba arkamdan yaklaşsa ve ben onu son anda görüp korkudan kalp krizi geçirsem ve ölsem, o araba firmasına dava açsam kazanır mıyım ? Bir gün ölümüme sebep olacak şu çok sessiz arabalar. İnsan az biraz sesli yapar lan.
*Dolu otobüste eğer orta koridorda sırtını dayamalık yerde gidiyorsanız, ben diyim sizden büyük bir iş adamı falan olmaz. Ben sırtımı dayayım bana yeter bu, oturmakmış, şuymuş buymuş gözüm yok. Ya sırtımı dayayacak bir yerim de olmazsa diyen bir tipsiniz. Hayatta risk almayı falan sevmezsiniz siz. Orta halli bir esnaf olur sizden anca. Ama o orta bölmede durmayıp, sürekli arkaya doğru ilerleyen bir tipseniz, sizden ileride bir sabancı, bir koç olabilir. Ki kaldı ki onlar da otobüste asla o orta bölmeye sırtını yaslamazlardı. Biraz risk alayım, ayakta kalayım ama en sonunda ben rahat ederim diye düşünüyorsunuz. Siz bir süre sonra otururken, diğer kişi bütün yolu ayakta gidecektir. En sonunda gülen siz olacaksınız.
*Birileri şu kedilere aslan olmadıklarını söylesin yahu. Boşu boşuna aslan tribine giriyor zavallılar.
*Benden kısa boylu ve kendi boyunu bilmeyen bir insanla ne zaman boy konusu açılsa ve benim boyumu sorsa verdiğim 1,81 cevabına hep itiraz eder o kişi.”Yok abi en aşa 1,90 varsındır” diyerek. Biliyor çünkü lavuk, ben ne kadar uzunsam o da kendini bana kıyaslayarak kendini uzun sanacak. Ama kısasın dostum sen ne yazik ki.
*Şu tivıtır denilen yerdeki şu filozoflar da olmasa hayatımız ne kadar boş geçecek değil mi?
*0,9 uclu kalem kullanan insanların nesli tam tükendi sanarken dolabımda 0,9 uçlu kalem buldum. ve bu nesli kurtarmak adına 0,9 kalem kullanan bir bireyim artık. Hayır olum, cimriliklen nalakası var bunun yav ? Kullanıyım işte birazcık.
*Dı end.