25 Eylül 2010 Cumartesi

Yazıyorum da Noluyo-70


*Yine ben.

*Aaa dostlar farkındayım, eski yazıları size kakalayıp duruyorum. Eski derken, öyle eski değil ama, eskiden yazıp da sizlen paylaşmadığım yazılar yane. Ahanda bu yazıda o çok sıcak havada yazılmış bir yazı, ama şimdi neredeyse kış geldi. Neysem, haftaya da böyle bir yazı olacak, sonra, güncel olacak yeminlen yazılar.

*Ulan herkesler de sıcağa suç atıyor oldu bu aralar. Yok şunu yapacağım ama hava çok sıcak yapamadım, ay bunu yaptım ama sıcak yüzünden kötü oldu. Hep sıcak hep sıcak. Siz sankim çok masumsunuz.

*Aslında ben  sıcaklık olsam, nemim ağızını ve burnunu kırardım. Hepsi nemin suçu olmasına rağmen bütün ihale sıcaklığa kalıyor. Nem olmasa sıcaklık da adam akıllı hissedilen bir değerde kalacak.

*Halan Pilahi yazıp, telefonuna ilahi indiren insanlar var mı şu yerinyüzeyinde ? Yok inatla tüm tivi kanalları altta bu yazıyı geçip duruyor da. Merak ettim, ondan soruverdimdi.

*Biz mal ve tipsüz bireyler, aradığımız kızı  tanımlerken, güzel ve akıllı olsun diye tanımlıyoruz ya, ondan sapız biz he. Hem mal ve tipsüzüz, hem de güzel ve akıllı kız istiyoruz. İntiresan.

*Kitap okurkene, bir tam  sayfa resim, belge, eklen falan karşılaşınca çok mutlu oluyorum cidden. Düşünsenize hiçbir şey etmeden, bir sayfa kâra geçmiş oluyorum. Mutlu sona bir adım daha yaklaşmış oluyorum. O yüzden resimli kitaplar hâlan faforimdir benim.

*Zoru seven insanı da anlayabilmiş değilim he. Mis gibi kolayı varkane. Mal anacığım bunlar, hem de zoraki mallar. Yazık.

*Şu ucuz giyinecek kadar zengin değilim lafını kesin ya adidasın, ya ne biliyim dolca kabananın, işte o tarz birinin sahibi söylettirmiştir bence. Ben bile bu sözü kullanarak babamdan daha pahallı şeyler aldırtırabiliyorum. Kesin bunlardan birinin işi, bu sözü söylettirtmek. Adamların kafa basiyo vallaha.

*Siz de bilgisayarınıza yeni bir oyun, puroğram yüklerken, umutsuzcana dil seçeneğinde törkişceyi arıyorsunuz de mi ? Ama hep hayal kırıklığı, hep hüsran. Nekist, ay accepit,nekist, nekist, nekist, finiş. Hep aynı son.

*Yemişim balkanlardan gelen hava dalgasını. Balkondan gelen serinlik gibisi yok vallaha. Pöfür pöfür sıtayıl.

*Neden hep başkalarından bize gelir ki bu hava dalgası. Bence törkiş meteorolociler bir araya gelip, kendi hava dalgamızı bulmalıyız. Biz de sağa sola hava dalgası ihracat edelim anasını satayım. Tüketim toplumu olmamak lazım.

*Şu var mısan yok musan isimli yarışım puroğramında mavi açtırınca 90+3te gol atmışcasına sevinen futbolcu tribine giren insan  yok mu ? Var. İşte bence o yok olsa hayat daha yaşanır hale gelebilir.

*Hale gelecek, ortalığı toparlamam lazım.

*Supor Toto Süper Lig. Acaba merak ediyorum, çok param olsa ve Aysberg Pastırma diye bir firma kursam ve süper lige isim hakkı için başvursam kabul ederler miydi ? Suloganı da; pastırma gibi lig !

*Eğer ramazanda içemiyorum diye dert ediyorsanız, çok puratik bir önermem olacak; Şimdi ramazanda içmek daha günahsa, normalde içtiğinzden daha az içerek günah oranını dengeleyebilirsiniz gibime geliyor. İki kat günahsa, 1 bardak yerine yarım bardak içersin sende. Nasıl fikir. Ah ! Kim attı lan o daşı kafama ?

*Geçen hafta bir bilim insanı gıyamet kopacağ diye bir iddia attı ortaya. lan tüm hafta abdest alım ve çöpçü kamyonlarına ''aha kıyamet kopuyo olum'' diye tırsmaklan geçti. Kıyamet kopmadı. Tüm tövbe sutoklarımı da o ara tükettim. Gerçek kıyamette beni çok zor anlar bekleyecek.

*Sıcak ya ondan böyle yazdım. Yoksa daha iyisini yazardım.

*Dı end.

21 Eylül 2010 Salı

Yazıyorum da Noluyo-69


*Nassınız gençler ? Sen nassın ays diye sormayın, ölüyorum.
*Saat şu an 21:09. Yazıyı size ulaştırana kadar da bi 10-15 dakka geçer. Yok yazı hazır,  ama üşengenç adamım ben, hazır yazıyı bile bu kadar vakitte yayımlıyorum. Lan ne dicektim ben ? He. Bu kadar geç olmasının sebebiyeti; laminant parke döşüyor olmamdandır. Arkadaşların evinde tadilat vardı. Orada laminant döşemesi için açılan ihalede, Metin Usta, Kosa Abi gibi güçlü rakiplerden ihaleyi kapıp, arkadaşlan ben yapıyoruz da orayı. Ondan geç oldu. Amma boş konuştum be.
*Son bir şey diyem, yazı eski biraz, öne göre okuyun he.

cennetten bir kare
*Günlerdir herşeyi bir yana bıraktım, şu yüzonseğizseğsen isimli dostumuzun reklam filimi çok heyecanlı yerde  bitti, yenisi çekilse de izlesem diye yanıp tutuşuyorum. Tam o sahnede biter mi reklam filimi arkadaşım yav.  Lostun son bölümünü bile bu kadar heyecanlan beklememiştim ben. Gerçi lost izleyen bir vatandaş değilim ama  olsun.
*İleride bir evlat dünyaya getirirsem, daha doğrusu getirim olayına sebep olursam onu ”amcaya bay bay yap”  şeklindeki kilişelerden uzak tutarak büyüteceğim. Hepimizi bu şekilde büyüdük ve sonuç ortada. Bir de böyle  deneyelim bakalım, nassı olacağ acep.
*Nem insanlar muhabbet etsin diye ortaya atılmış bir olgu bence. Neymiş efenim hava 30 derece imiş ama nemden  ötrü hissedilen sıcaklık 50 imiş. Sonra da sade vatandaş gelsin nem yüzde 80 ondan böyle desin hava. Sırf  bilimadamlarının insanların dialoglarını gözlemlesinler diye ortaya atılmış bence bu nem şeysi. Ben beklerim  arkadaş bu bilimadamlarından herşey. Ama ben kendimi size kullandırtmıcam.
*Ayrıca hissedilen sıcaklık hadisesi ne yahu. Hissedilmeyen sıcaklığı hissetmediğime göre benim için tek  sıcaklık vardır hissettiği sıcaklıktır. Ne demişler sıcaklık insanın hissettiğini hissetmesidir.
*Şu anketçi dostlarımız erkeklere yönelik bir anket yaptıklarında ve bana doğru yöneldiklerinde,bir de üstüne   pardon bir şey sorabilirim dediklerinde, teşekkürler ben kızım diyorum. Akılları allak bullak oluyor, durumu  anlayana kadar da ben ortalıktan fıyışmış oluyorum. Güzel taktik ama rikisili. O anketçi çocuka bir daha  karşılaşırsam ve bu sefer de bayyan arkadaşlara yönelik bir anket yapıyorsa, bana gıcıklığına gelip, pardon  hanfendi birkaç soru sorabilir miyim deme ihtimali var. Ama ossun.
*Şu yerinyüzeyindeki en büyük hayal kırıklıklarının başında gelir şu olay; şeker atılmış sandığım çayı  lüplettiğim an, şeker atımı yapılmadığını anladığım andır. Çok fena allah düşmanımın başına versin  tabi ki.
* Ay günahımı aldın şekerim diye veryasında bulunan mallara da anlam veremeişimdir. Şu hayatta bir sonsuz bölü sonsuz bir de bu insanlar anlamsızdır. Ay şekerim ne güzel günahını almış, bir melek gibi arındırmış seni, sana cennetin kapılarını açmış ama sen gel buna isyan et. Mal dedim ağır mı konuştum diye düşündüm ama hak verdim kendime. Vallaha malsın şekerim sen ama.
*Yok arkadaş bu dokun banalı telefonlar bizim gibi dolma parnaklı türkiş erkeğine göre değil. 10 sefer dokunuyorsam, 9u hep yanlış yerlere dokunumla geçiyor. Sonra geri sil tuşuna basma girişimlerimin de 10 tanesinin 9′u karavana. Düşünün artık bir yanlışı örtmek için kaç yanlış daha yapıyorum. Fırlatıp atamıyorsun da. Çok zor arkadaş.
*Aveya sanırım bir arkadaş oturmasında beni türkselle, vadafona tavsiye etmiş olacak ki, çok saf çocuk, ben büyün gün ebesini bipliyorum sesi çıkmıyor diye, bu iki sevgili dostumuz da bana salak salak mesajlar atmaya başladı anasını satıyim. Bütün gün aveyalar, türkseller, vadafonlarlan debelleşiyorum. Benim de şeytan üçgenim bu işte.
*Şu sıcak günlerde çay satışları yasaklanmalı yav. Bi yandan galon galon içerken, bir yandan litre litre terliyorum. Terledikçe daha çok içiyorum. Daha çok içtikçe daha çok terliyorum. Çıldırıcağım yeminlen.
*Var mısan, yok musan isimli yarışım purogramında acep 1 lira kazanılınca veriliyor mu o para çok merak ediyorum. Evrenin yaratılışından falan daha çok merak ediyorum bunu. Sırf bu merakımı bastırmak için  1 lira kazanmaya giderim oraya 500bin kazanır dönerim. Bu kadar da şansızımdır ben işte.
*Bu hafta hayattan ne mi öğrendim; phantom’un aslında fantomun engilizcesi olduğunu.
*Nem de yüzde 90 vallaha.Hava o yüzden çok sıcak.
*Dı end.

14 Eylül 2010 Salı

Yazıyorum da Noluyo-68 Bayram Özel


*Her zamanki gibi yine ben.

*Aslına bakacak olursanız başlıktaki ”Bayram Özel” ibaresini sırf hava ossun diye koydum. Ne biliyim işte heves ettim. Yoksa her zamanki bildiğiniz saçmalamalarım. Öyle özel bir şey beklemeyim heee.

*Aslında bu küçük ayak parnakı bir şeylere çarpmak için yaradılmış hissiyatını kapılıyorum. Yok arkadaş, yeminlen bu yüzden icat edilmiş bu dostumuz.

*Evet bir de büyük ayak parnağı vardır.

*Ne zaman ki bir erkeğin yanına 3-4 kız fotogıraf çekildiğinde o fotogırafa, çarlinin melekleri benzetmesinin yapılması biter, o zaman bana ses edeyin ben gideyim. Ama benim öyile bir fotogırafım olmadan bitmesin.

*Günde 50 kere aynı şarkıyı durmadan dinleyen insandan nefret ederim. Ama yıllarca bu insandan daha çok nefret edebileceğim bir insan var mıdır diye düşünüp durdum. Evet varmış, günde 50 kere dinlediği aynı şarkıyı arkadaşına dinleten insan. Evet senden daha çok nefret ediyorum.

*Şu devirde bi sınırsız interneti olanlan, her yöne sınırsız araması olan insanlan dostluk kurdun muydu sırtın yere gelmez. Bu iki insanı çok seviyorum ben.

*Birinden gelen bir telefon mesajını anlamadığın halde, en anlamış gibi mesaj atmak durumu var ya, işte o durum çok pis bir durum. Allah düşmanımın başına versin.

*Türkçe bilmeyen birine heceleyerek törkişçe konuşulduğunda, karşısındakinin bunu anlamadığını anlamayan insanımıza, acep gelen asansörün geldirtme tuşuna defalarca basıldığında asansörün daha hızlı gelmeyeceğini anlatabilir miyiz sizce ey okur ? Ama belki haklı olabilirler. O kadar defa öküz gibi basar isen, asansör de, ” ee skerim ama” diyip, kendini boşluğa bırakabilir. Böylecene asansör dostumuz da cidden daha hızlı gelir lan. Tüm bu insanlardan özür diliyorum. Affedin beni olum, bir yanlışlık ettim işte.

*Bu kökmek fiili ne acayip bir fiil aslında. Ben seni köktüm oğlum. Nokyanın t9 sözlüğünde bilem yok bu kelime mesela. Koskoca nokyaya bilem garip gelmiş anlaşılan.

*Şu her şakanın altında bir gerçeklik payı vardır atasözünü diyen atayı çok merak ediyorum. İnsan deyeceği lafın nereye gideceğini bilerek der yahu. Hani sen ben yapsak ne ise, koskoca ata ulan bu. Şaka yapamıyorum insanlara. Yaptığım tüm şakaların altında bir gerçeklik payı aranıyor. Atalarımız yanılır diyorum, sen atadan daha iyi mi bileceksin diyorlar.

*Yalnızlık, iki kişilik beleş bilet kazandığında, yanına ikinci bulamamaktır der ünsüz düşünemez aysberg.

bu insana çok üzülüyom

*Ata gibi söz söyledim vallağa. Çok çalışırsam ben de iyi bir ata olabilirim lağn aslında.

*Buradan itiraf ediyorum; ben de bilemediğim bir dilce bir kelimeyi, o dili bilen birine çevirttirip emesen mesıncır dostumuzdaki ileti kısmına yazdım. Pişman mıyım ? Ehem. Hayır. Yine olsa yine yaparım.

*Bir arkadaş ortamındasın, bir yerlere zıkınım eylemi yapmaya gidiyorsunuz, lakin senin karnın tok. Herkese ne yiyorsunuz sorusuna sen, ben tokum diye cevap vermen. Oradan bir babayiğidin atlaması ve paran yoksa ben ısmarlarım oğlum diye atılım yapması. Senin itiraz etmene rağmen onun sana da bir şeyler söylemesi ve hoşlanılan kızın seni parasız sanması. Mutluluğun resmini çiziktiremem ama mutsuzluğun portresi bu olsa gerek.

*Yine sevgilim bilim adamlarımız kafalarına esen bir olayı incelemek istemişler. Pornografik film izleyenlen, izlemeyen gençler arasındaki farklılıkları araştırmak istemişler. Lakin 20 yaşında bu tarz filimleri izlememiş hiçbir insan evladı bulamamamışlar ve proce yatmış. Türkiye’de olsa bir sürü insan bulurlardı bence. Dns ayarını değiştiremeyip yuporna, redtuba giremeyen nice genç var bu ülkede ne de olsa.

*Sanırım büyüdüm anasını satayım. Bayramın 3. günü ve tek kuruş bayram harçlığı kazanamadım. Bari evlenem çocuk moçuk yapam da, onlara toplattırayım para.

* Bu haftalık da dı end. Gidem evlenilecek kız bakam bari.


http://futbol.aysberg.org/yaziyorum-da-noluyo-68-bayram-ozel.html

7 Eylül 2010 Salı

Yazıyorum da Noluyo-67


* Yine ben.
*Aslında dudak okuyan biri olduğumu sanırdım, ta ki sadece anca maç esnasında edilen küfürleri anlayabildiğimi anlayana kadar.
*Anladığımı anlayacak kadar da zekiyimdir ben.
*Şu yerinyüzeyindeki en büyük hayal kırıklıklıklarımın(bi lık fazla olabilir, emin olamadım şimdi) başında, feysbuk isimli dostumuzda x ve hebele sayıda kişi porofil fotosunu değiştirdi uyarısındaki küçük fotolarda ”ananı skiyim, kim lan bu hatun” dedikten sonra, porofiline gidip, aslında o hatunun gerçekte gudubet bi hatun olduğunu anladığım andır. Bu kadar uzun cümleyi de anlayacak kadar zekiyimdir ayrıcana ben. Hem de bu hayal kırıklığından sonra.
*Şu ”naber canım”, ”tatlım beni özledin mi” ve buna benzeri türevdeki meyilleri, her seferinde reklam olduğunu bile bile bir umut açıyorum ya, işte ben bu halime gerçekten acıyorum. Yazık lan bana.
*Geçen gün 7 numaralı kanalına kanal 7′yi kaydeten ananemi görmem, yaşam sevincime yaşam sevinci kattı. Koşarak gidip ananemim elini öpüp sarıldım.Ama o da, hastir lan oradan, bayram değil, seyran değil, bunamadım daha bayramları karıştıracak kadar, kimi kandırıyon keranecinin oğlu diye karşılık verince yaşama sevincime katılan yaşama sevincinde gözle görülür bir düşüş oldu.
*Uzmanlar uyardı; geçici körlüğe dikkat ! Özelliklen öğlen saatlerinde açık havada mesajlaşan gençlerde güneş ışınlarının telefon ekranından birden bire göze yansınması neticede birçok genç geçici körlük şikayeti ilen en yakın hekime başvurdu. En yakın hekime başvurmayıp, biraz uzaktaki hekimde şifa arayan bir genç ise hayata gözlerini yumuverdi.
*Oğlum başlarım 21. yüzyıl teknolocisine. Hâlân su kaçırmayan şifon icat edemeyen teknolociye, bilimadamlılığına lanet ederim ben arkadaş. Hangi misafirlik evine gitsem, 10 dakikam tuvalette geçiyorsa, bunun 8 dakikası şifonun dolup, su kaçırıp kaçırmadığını konturol etmeklen geçiyor. Başında beklemesem, salona geçip bitmek bilmeyen su doluş sesi  ömrümden ömür götürüyor. Saçlarımda beyazlar çıktı lan bu yüzden. Bilimadamları, bayanları cern’i mern’i siktir edin, şu işe bir çare bulun lağğğğn, nolur ?

son teknoloci şifon
*Oğlum şu ıssız adaya, çöle düşenleri de anlamıyorum yahu. Neymiş efendim şu kadar günden sonra su içmezsen vucüt su kayıp etmeye başlıyormuş. Oğum işeme işte olsun bitsin. Vücuttaki su oranı dengede kalsın. Sonra yok efendim, işeyip onu arıtma çabaları falan. Hep artizlik işler bunlar. Artistlik iş bile değil, dikkatinizi çekerim.
*Küçük yaşlarda hava atma eylemi ne kolay lan aslında. Skindirik diye tabir edilen bir cep telefonun olsa durumu kurtarmaya yeter anasını satıyim. Büyüyünce herşey zorlaşıyor derlerdi de inanmaz idim.
*Nasıl kişiliksiz  bir insansam artıkın, tam biriyle bir tartışmaya giriyorum, ama o adam o kadar emin ki kendinden, tağmam lan bu doğru bilir diye onun dediğini doğru belliyorum. Sonra artık doğruyu biliyorum edasıylan, benim eskiden doğru bildiğimi savunan biriyle bir tartışmaya girip aksini iddia ediyorum. Sonra o da kendinden emin tavrıyla beni nakavt ediyor. Ben yine eski doğru bildiğimi doğru biliyorum. Bu döngü böyle sonsuza kadar devam ediyor. Kısmetse ben de en sonunda bulacağım doğru yolu. Eee ne demişler atalarımız, deneyerek doğru yol bulunur. Dememiş de olabilir atalarımız böyle bir söz ama, ilerde ata mata olursam ben kesin derim vallaha.
*Ahan şu yeriyüzeyinde bi hayal kırıklığı daha buldum; Tam böyile adriana lima olsun, nikol şörzinger olsun, böyile güzel abılalarımızın yine feysbuk denilen yerdeki gözel gözel(elbetteki edepli) fotolarına bakarken, karşıma çıkan muharrem fotosudur. Bildiğin muharrem lan. Kara kaşlı, kara bıyıklı ve olmazsa olmazı atletli. Ne işin var muhocuğum, bak muhocuğum dedim sana, samimiyet göstergesi olarak, senin adriana lima fan sayfasında. Tamam sen de gir bak, ama ne işin var senin fotonun orada. Yarın öbür gün unutsan oraya foto koyduğunu, tam kıvama gelmişken senin foton çıksa karşında gözel mi olur canım kardeşim he ? Olmaz de mi ? Haydi kaldır o fotoyu oradan şimdi.
* Kaç dakikadır hepinizi muharrem varsayarak konuşuyordum. Sanırım iyice manyaa bağladım, neysem o zaman ben kaçar.
*Dı End.