21 Eylül 2010 Salı

Yazıyorum da Noluyo-69


*Nassınız gençler ? Sen nassın ays diye sormayın, ölüyorum.
*Saat şu an 21:09. Yazıyı size ulaştırana kadar da bi 10-15 dakka geçer. Yok yazı hazır,  ama üşengenç adamım ben, hazır yazıyı bile bu kadar vakitte yayımlıyorum. Lan ne dicektim ben ? He. Bu kadar geç olmasının sebebiyeti; laminant parke döşüyor olmamdandır. Arkadaşların evinde tadilat vardı. Orada laminant döşemesi için açılan ihalede, Metin Usta, Kosa Abi gibi güçlü rakiplerden ihaleyi kapıp, arkadaşlan ben yapıyoruz da orayı. Ondan geç oldu. Amma boş konuştum be.
*Son bir şey diyem, yazı eski biraz, öne göre okuyun he.

cennetten bir kare
*Günlerdir herşeyi bir yana bıraktım, şu yüzonseğizseğsen isimli dostumuzun reklam filimi çok heyecanlı yerde  bitti, yenisi çekilse de izlesem diye yanıp tutuşuyorum. Tam o sahnede biter mi reklam filimi arkadaşım yav.  Lostun son bölümünü bile bu kadar heyecanlan beklememiştim ben. Gerçi lost izleyen bir vatandaş değilim ama  olsun.
*İleride bir evlat dünyaya getirirsem, daha doğrusu getirim olayına sebep olursam onu ”amcaya bay bay yap”  şeklindeki kilişelerden uzak tutarak büyüteceğim. Hepimizi bu şekilde büyüdük ve sonuç ortada. Bir de böyle  deneyelim bakalım, nassı olacağ acep.
*Nem insanlar muhabbet etsin diye ortaya atılmış bir olgu bence. Neymiş efenim hava 30 derece imiş ama nemden  ötrü hissedilen sıcaklık 50 imiş. Sonra da sade vatandaş gelsin nem yüzde 80 ondan böyle desin hava. Sırf  bilimadamlarının insanların dialoglarını gözlemlesinler diye ortaya atılmış bence bu nem şeysi. Ben beklerim  arkadaş bu bilimadamlarından herşey. Ama ben kendimi size kullandırtmıcam.
*Ayrıca hissedilen sıcaklık hadisesi ne yahu. Hissedilmeyen sıcaklığı hissetmediğime göre benim için tek  sıcaklık vardır hissettiği sıcaklıktır. Ne demişler sıcaklık insanın hissettiğini hissetmesidir.
*Şu anketçi dostlarımız erkeklere yönelik bir anket yaptıklarında ve bana doğru yöneldiklerinde,bir de üstüne   pardon bir şey sorabilirim dediklerinde, teşekkürler ben kızım diyorum. Akılları allak bullak oluyor, durumu  anlayana kadar da ben ortalıktan fıyışmış oluyorum. Güzel taktik ama rikisili. O anketçi çocuka bir daha  karşılaşırsam ve bu sefer de bayyan arkadaşlara yönelik bir anket yapıyorsa, bana gıcıklığına gelip, pardon  hanfendi birkaç soru sorabilir miyim deme ihtimali var. Ama ossun.
*Şu yerinyüzeyindeki en büyük hayal kırıklıklarının başında gelir şu olay; şeker atılmış sandığım çayı  lüplettiğim an, şeker atımı yapılmadığını anladığım andır. Çok fena allah düşmanımın başına versin  tabi ki.
* Ay günahımı aldın şekerim diye veryasında bulunan mallara da anlam veremeişimdir. Şu hayatta bir sonsuz bölü sonsuz bir de bu insanlar anlamsızdır. Ay şekerim ne güzel günahını almış, bir melek gibi arındırmış seni, sana cennetin kapılarını açmış ama sen gel buna isyan et. Mal dedim ağır mı konuştum diye düşündüm ama hak verdim kendime. Vallaha malsın şekerim sen ama.
*Yok arkadaş bu dokun banalı telefonlar bizim gibi dolma parnaklı türkiş erkeğine göre değil. 10 sefer dokunuyorsam, 9u hep yanlış yerlere dokunumla geçiyor. Sonra geri sil tuşuna basma girişimlerimin de 10 tanesinin 9′u karavana. Düşünün artık bir yanlışı örtmek için kaç yanlış daha yapıyorum. Fırlatıp atamıyorsun da. Çok zor arkadaş.
*Aveya sanırım bir arkadaş oturmasında beni türkselle, vadafona tavsiye etmiş olacak ki, çok saf çocuk, ben büyün gün ebesini bipliyorum sesi çıkmıyor diye, bu iki sevgili dostumuz da bana salak salak mesajlar atmaya başladı anasını satıyim. Bütün gün aveyalar, türkseller, vadafonlarlan debelleşiyorum. Benim de şeytan üçgenim bu işte.
*Şu sıcak günlerde çay satışları yasaklanmalı yav. Bi yandan galon galon içerken, bir yandan litre litre terliyorum. Terledikçe daha çok içiyorum. Daha çok içtikçe daha çok terliyorum. Çıldırıcağım yeminlen.
*Var mısan, yok musan isimli yarışım purogramında acep 1 lira kazanılınca veriliyor mu o para çok merak ediyorum. Evrenin yaratılışından falan daha çok merak ediyorum bunu. Sırf bu merakımı bastırmak için  1 lira kazanmaya giderim oraya 500bin kazanır dönerim. Bu kadar da şansızımdır ben işte.
*Bu hafta hayattan ne mi öğrendim; phantom’un aslında fantomun engilizcesi olduğunu.
*Nem de yüzde 90 vallaha.Hava o yüzden çok sıcak.
*Dı end.

0 yorum:

Yorum Gönder